Bugün, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü.
2 Nisan, tüm dünyada otizm
konusunda farkındalık yaratarak otizmden kaynaklanan sorunlara
çözümler yaratmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler
tarafından “Dünya Otizm Farkındalık
Günü” olarak ilan edildi.
Her yıl, “Otizm Farkındalık
Ayı” olan Nisan ayı
boyunca dünya genelinde otizmin sorunlarını ve çözümleri
konuşuluyor, araştırmaların teşvik edilmesi ve erken teşhisle
tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
OTİZM, doğuştan
gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık nörolojik-biyolojik
tabanlı bir gelişim bozukluğu. Başkalarıyla etkileşimde
bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa
kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak
çocukların sosyal iletişim,
etkileşim ve davranışlarını
olumsuz olarak etkiliyor.
Amerikan Sağlık
Bakanlığı verilerine göre bugün
dünya genelinde okul çağındaki her
88 çocuktan biri otizm teşhisi alıyor.
Otizm erkek çocuklarda
kız çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla görülüyor, her
54 erkek çocuktan biri günümüzde otizm riski taşıyor.
Dünyada son yıllarda şeker,
kanser ve AIDS dahil olmak üzere bir çok hastalıktan daha fazla
sayıda otizm teşhisi alınıyor.
Ülkemizde sağlıklı istatistikler olmaması
nedeniyle, tahmini olarak 550.000 otizmli
birey ile 0-14 yaş grubunda 150.000 civarında otizmli çocuk
bulunduğunu varsayıyoruz. Otizmli
bireylerin ebeveynleri, kardeşleri, yakın akraba ve çevreleri de
hesaba katıldığı zaman, Türkiye’de her ile yayılmış durumda
otizmden etkilenen 2 milyondan fazla
vatandaşımızdan bahsedebiliriz.
Otizmin kapısını açmak için ilk önemli adım,
erken teşhis.
Otizm,
yaklaşık bir
yaş civarında
ilk belirtilerini gösteriyor. Annenin
sesi ve gülümsemesi
gibi sosyal uyaranlara bebeğin tepkisiz
kalması veya tepkilerinde yavaşlık olması, göz
teması kurmada
zorluklar, motor gelişmede ve taklit becerilerinde gecikme, uyku ve
yemek düzeninde sorunlar ilk
belirtiler arasında sayılabilir. Ve
erken teşhis, otizmli
çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri alarak
hayata katılması için ilk önemli adım.
Otizmin tedavisi var mı? Otizm,
beş bilinmeyenli bir denklem gibi: Nedenleri tam olarak
saptanamadığı gibi tek bir kesin tedavisi de günümüzde “henüz”
mevcut değil! Otizm,
toplumsal fark, ırk, dil, din gözetmiyor, çocuk yetiştirme
biçiminizle veya sosyo-ekonomik koşullarınızla da ilgilenmiyor.
Genetik faktörlerin yanı sıra,
çevresel koşulların –
yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, yanlış
ilaç kullanımı, ağır metaller, aşılarda bulunan bazı koruyucu
maddeler vb.-
otizmi tetiklediği düşünülüyor.
Otizmde biyolojik
tedaviler ile ilgili çalışmalar devam ederken, bugün
için kabul edilen en önemli tedavi aracı, erken yaşta verilmeye
başlanan yoğun bireysel özel eğitim. Doğal
gelişim gösteren her çocuğun kendiliğinden öğrendiği her
şeyi, otizmli bir çocuğa özel eğitim yardımı ile öğretmek
zorundasınız. Bu durum bazen iğneyle kuyu kazmaya benzese bile,
her otizmli çocuk kendine göre bir öğrenme biçimine sahip.
Önemli olan, kapıyı açacak doğru anahtarı bulmak.
Bilimsel olarak erken yaştaki çocuk için
kanıtlanmış yoğun eğitim süresi haftada
bireysel ve grup eğitimi olarak 40 saat. Oysa
ülkemizde sosyal güvenlik kapsamında “otizm özel eğitim
raporlu” çocuklar için aylık 6- 12 saat
olan özel eğitim süreci, dünya genelinin oldukça gerisinde
kalıyor.
Otizmli
çocukların mutlaka eğitim sistemi içinde yer almaları gerekiyor.
Çünkü eğitim,
otizmli birey için her şeyden önce “tedavi”
anlamına
geliyor. Otizmi
diğer engel gruplarından ayıran en
önemli fark;
erken
tanı ve erken bireysel/kaynaştırma eğitimiyle otizmli çocukların
sorunlarının büyük bir kısmını aşmaları.
Oysa yaşamsal gerçekler çok farklı.
Otizmli/Aspergerli çocuk, genellikle bilgi
eksikliğinden kaynaklanan dirençleri nedeniyle, okul yönetimleri,
öğretmenler ve diğer veliler tarafından
okulda “istenmeyen çocuk” ilan ediliyor.
Kaynaştırma raporlarına rağmen, okul
idareleri otizmli kaynaştırma öğrencisinin kaydını almak
istemiyorlar. Oysa okul yaşamı esnasında yaşanan sorunların
büyük bir kısmını hoşgörü, anlayış ve bilgi yetersizliğinin
giderilmesi ile çözebiliriz, yeter ki toplum
tarafından yaşamın her anında farklı gelişim gösteren
bireylere dayatılan en büyük “engel” olan ayrımcılığı
yok edelim!
Otizmin oldukça karmaşık yapısı, otizmli bireyle
birlikte ailesi başta olmak üzere yakın çevresindeki herkesi
hayatın tüm evrelerinde etkiliyor. Otizmli
bir çocuğun ilerlemesinde en büyük sorumluluk ailelerde, en ağır
yük de annelerin omzunda! Otizmden
etkilenen bireyin ve ailesinin her şeyden önce yalnız ve ötelenmiş
bir hayata mahkum edilmemesi için, özellikle
doğal gelişim gösteren çocuk ebeveynlerinin toplumsal yaşamı
paylaşmayı öğrenmeleri gerekiyor.
Otizm Dostları Derneği ODDER, Türkiye’de ilk
defa otizmli çocuk sahibi aileler ile doğal gelişim gösteren
çocuk ailelerinin bir arada üretip, çalıştığı bir sivil
toplum örgütü. Bütünleşik
bir sosyal hayatı birlikte paylaşarak, ayrımcılıktan uzak
yaşamak isteyen, dolayısıyla sadece kendi başına gelenlerle
değil, sosyal yaşam içinde var olan haksızlıklarla da ilgilenen
üyeleri ve gönüllü destekçileri ile ODDER, tüm
çocukların birbirlerindeki farklılıklardan öğrenerek, anlayışla
ve sevgiyle büyümesini sağlamak için çalışacak. İstiyoruz ki,
çocuklarımızı büyütürken karşılaştığımız sorunları
paylaşarak, birbirimizden öğrenerek ve zorluklarda destek olarak
ayrımcılığı engellemek için hep birlikte çalışalım.
Lütfen, gündelik hayatın içinde karşılaştığınız
ağlayan bir çocuğu yargılayıp, annesine laf etmeden önce bir an
düşünün. Çocuğunuzun sınıfında otizmli bir çocuğun da
olmasının, farklılıkları yaşayarak öğrenecek kendi çocuğunuza
da faydası olacağını lütfen unutmayın.
Eğer siz de “bir
küçücük merhaba’nın derin dostluk etkisini bilen yüreklere
sahip çocuklar büyütmek istiyorum” diyorsanız,
otizmli çocukların ve anne-babalarının
seslerine kulak verin, sesimize ses katın, otizmin
bilinirliği ve sorunların çözümü için gönüllü destek verin
ki, çocuklarımız hep beraber büyüsün
Çünkü her çocuk
farklılıkları ile yaşamda yer almayı hak eder!
Nisan Dünya Otizm Farkındalık Ayı’nda
yaşamı paylaşalım, çocuklarımızın geleceğini aydınlatalım!
OTİZM DOSTLARI DERNEĞİ -ODDER
E-posta:
otizmdostlari@gmail.com
Twitter:
@OtizmDostlari
IG:
@otizmdostlarıODDER
#otizmifarketyasamipaylas
0 yorum