Yanık halen ülkemizdeki önemli
sağlık sorunlarından biri. Bu konuda bilinçlenme artsa da, hala eğitim seviyesi
ve koruyucu sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler, bu sorunun çözülmesine engel
oluyor. Türkiye’de yapılan
araştırmalara göre her yıl 6.500-7.000
çocuk, yanık tedavisine başvuruyor ve çocukların yüzde 80’i su ısıtıcılar ile
çift katlı çaydanlıklar yüzünden yanıklara maruz kalıyor. Her gün 25-30
çocuk, kaynar su, alev yanıkları gibi çeşitli nedenlerle hastanelere,
kliniklere taşınıyor. Çocuklardaki yanık vakalarının yüzde 80’i çift katlı
çaydanlıklar yüzünden gerçekleşirken, bu vakaların geri kalan yüzde 20’sini
ütü, sobayla temas, ev yangınları sonucu oluşan alev yanıkları ve elektrik
çarpması yanıkları oluşturuyor. Bebekler ve çocuklarda sıcak sıvılarla haşlanma
yanıklarının % 15’inin nedeni ebeveyn ihmal ve istismarı. Kalçadaki yanıklar
özellikle ceza olarak çocuğun kaynar su içine oturtulması sonucu ortaya çıkar.
Görüldüğü üzere tablo, ne
yazık ki iç açıcı değil. Özellikle bebek ve çocuklarda yanıkları önlemenin bir
numaralı kuralı, anne ve babaların bilinçlenmesi, yüksek dikkate sahip
olmaları. Ancak beklenmedik durumlar karşısında ne yapmalı, nasıl bir tedavi
yolu izlenmeli, bunu da bilmek gerekiyor. Op. Dr. Evrim Uçkunkaya’ya Türkiye’de
çocuklarda yanık konusunu, tedavi yöntemlerini, yapılan yanlışları sorduk.
Yanık izi derken tam olarak ne anlamalıyız?
Sosyal ve psikolojik anlamda yanığın insanlar üzerinde etkisi nedir?
Kadın, erkek, çocuk
demeden birçok insanın korkulu rüyası yanıklar ve yanıklardan sonra kalacak
olan izlerdir. Bu izler sosyal yaşamda zorluklar yaratmasının yanı sıra, kişinin özgüvenini zedeleyen, ömür boyu taşıyacak olunması nedeniyle de sürekli psikolojik sıkıntılara
neden olan izlerdir. Yanıklar çocukluk yaş grubunda
kazalara bağlı ölümlerin en önemli nedenlerindendir. Haşlanma yanığı, alev yanığı, elektrik yanığı, kimyasal yanıklar ve
radyasyon yanıkları gibi
etyolojik sebepler ile karşımıza çıkabilen bu zorlu rahatsızlıklar ne yazık ki yanığın
derinliğine göre kötü görünümlere sebep olan izler ile sonuçlanır, ki bu izler
yüz bölgesinde olduğu zaman çok daha dramatik sonuçlar doğurur. Görünmez kazalar, ihmaller, anlık küçük dikkatsizlikler bazen büyük sağlık
hasarlarına yol açabiliyor ne yazık ki…
Çocuklar
en çok neden yanıyor?
Çocuklarda
yanıklar en fazla sıcak cisimlerin cilde temasıyla yaşanıyor ve cildi yakan
etkenin sıcaklığı ile temas süresi, oluşan yanığın ciddiyetini belirliyor. Ülkemizde, hala çocuklarda
yanık kazaları sıkça yaşanan ev kazaları arasında yer alıyor maalesef.
Yanığın yarattığı görüntü dışında, ilerleyen
süreçte hastaya fiziksel bir zararı da olur mu?
Yanık hem görünüşü bozar, hem de
organların fonksiyonunu bozar. Örneğin el yanıklarında yanığın deride bıraktığı
iz kadar elin açılması, kapanması, yük kavrayabilme kabiliyeti gibi
fonksiyonları da bozulabilir. Çene altında, boyunda oluşan yanık skarı alt
çeneyi aşağı çekerek kişinin ağzını kapatmasına engel olabilir. Bu yüzden yanık
tedavisi, plastik cerrahinin hem rekonstrüktif (onarım) hem de estetik amaçlı
tedavilerindendir.
Estetik Cerrahi ne zaman devreye giriyor?
Yanık travması nedeniyle, akut
tedavisi yapılmış bir hastanın, tedavinin ilerleyen aşamalarında, hasara ve
kayba uğramış deri ve diğer dokuların yenilenmesine ihtiyacı olacaktır. İşte bu
noktada, tüm vücuttaki doku kayıplarının onarımını üstlenen plastik ve rekonstrüktif
cerrahi devreye girer. Eksik olan deri ve diğer dokuların yerine konmasının
ötesinde, yara bakımında uzman olan plastik cerrahlar, yanığın bakımında önemli
rol oynar. Diğer yandan yanık yarası iyileştikten sonra, geç dönemde
karşılaştığımız, yanığa bağlı deformitelerin düzeltilerek görünüm ve
fonksiyonun iyileştirilmesi plastik cerrahların işidir.
Yanıkta ilk yapılması gerekenler nelerdir?
Yanığın türüne ve etkene göre
ilk yardım türü değişir. Ancak genel yanık ilk yardımı çerçevesinde, yanığa
sebep olan etkenden uzaklaşılması, yanık yarasının soğuk su dışında herhangibir
etkenle temastan kaçınılması, büyük yanıklarda ısı kaybının önlenmesi ve mümkün
olan en kısa zamanda bir uzmana başvurulması gerekir.
Neler Yapılmalı-Neler Yapılmamalı?
- Güneş yanığı gibi yüzeysel yanıklar ne sürerseniz sürün
kendi kendine iyileşecek yanıklardır. Yüzeysel yanıklar için diş macunu ve
yoğurt gibi maddelerin faydası veya zararı yoktur. Derin yanıklarda ise bu
maddeler son derece zararlı sonuçlar doğurabilir.
- Kendi kendine 10 gün içinde iyileşecek olan yüzeysel
yanıklarda amaç bu süreci en ağrısız ve konforlu tamamlamaktır. Bunun için
yanık bölgesinin yağlı pomatlar ile örtülmesi yeterli olacaktır.
- Ağrıyı gidermek için yanık bölgesine lokal anestetik
içeren pomat veya kremlerin sürülmesi son derece tehlikelidir. Bu maddelerin,
bütünlüğü bozulmuş deriden emilimleri kontrolsüz olacağından, başta kalp ve
dolaşım sistemi üzerinde olumsuz sonuçlara neden olabilirler. Yanık pansumanı
yapıldığında hastanın ağrısı azalacaktır.
- Ağızdan antibiyotik hap kullanımına ezbere
başlanmamalıdır. İltihap bulgusu olmadan antibiyotik kullanmak hem gereksiz hem
de zararlıdır.
- Evde meydana gelen küçük haşlanma yanıklarında musluk
suyu ile soğutma yaptıktan sonra topikal krem veya pomadlar ile kapalı pansuman
yapmak yeterli olacaktır. Bu ajanlar derinin kuruması ve gerilmesi nedeniyle
olan yangıyı ve ağrı hissini azaltacaktır. Hastaya analjezik verilebilir.
Yanık ve yara izlerinin tamamen tedavisi mümkün müdür
?
Yara ve yanık izlerinin
düzeltilmesinde teşhisinin ve tedavi süresinin zamanı her yara ve yanık izine
göre değişebilir. Yara ve yanık izlerinin giderilmesinde ilk prensip, izin
olgunlaşmasının beklenmesidir. Tedavilerin zamanlaması yaranın durumuna ve hastaya göre planlanmaktadır.
Bazı yaralarda tedaviye hemen başlanabilirken, bazılarında yara olgunlaşması
olan ortalama 6 ay beklenebilir. Etrafı kızarık, deriden kabarık durumda bazen kaşıntılı olan izler en
rahatsız edici olanlarıdır. Bu özellikler, izin daha henüz olgunlaşmadığını
gösterir. Bazı izler sınırları düzensiz olarak iyileşir. Özellikle parçalı kesilerde,
dikiş sırasında deri parçalarının aynı seviyede dikilememesi, seviye farklarını
ve düzensiz yüzeyleri oluşturur.
Yanığa bağlı hangi deformiteler plastik cerrahi
tarafından düzeltilir?
-Yanığa bağlı gelişen kulak-ağız-burun
deformitelerinin
(burun deliklerinde ve ağız açıklığında daralmalar ve buna
bağlı solunum ve beslenme zorlukları)
-Yanığa bağlı gelişen kaş-
bıyık-sakal bölgelerindeki “kıl-saç” eksikleri
-Saçlı derideki yanık izleri
-Göz kapağı deformiteleri
(göz
kapağı kapatamama, göz kuruluğu...)
-Yanığa bağlı oluşan
göğüs-meme deformiteleri
-Yanık sonrası oluşan kötü
görünümlü izler
-Yanık sonrası parmak-el-kol
deformiteleri
-Yanığa bağlı deri
eksiklikleri
Türkiye’de çoğu kişi (ünlüler bile) yara izleri ile
yaşıyor, izlerini tedavi ettirmek isteyenler neden size geliyor?
Bu izleri silmek aslında, o
ana ait kötü izleri de silmek demek aslında. Yara izleri (skar), kişinin dış
görünümdeki estetiğini bozsa da asıl sebep, o anın silinmesini istemektir. Aslında
herseyin başında yüzde yüz güven yatıyor, doktor hasta ilişkisi mükemmel olmalı
ve hasta gercekten tedavinin başından sonuna kadar kendini yanlız hissetmemeli.
Ben hastalarıma vakit ayırıp onlarla dertleşip sohbet de ediyorum ve hastaların
bana gelmesin en büyük sebebi hastalarıma kendime uygulamayacağım prosedürü
asla yapmamam.
İnsanoğlu tarih boyunca
gençleşme ve güzelleşme peşinde olmuştur. İlginç olan bu sır uzaklarda değil
kendi bedenimizde ve üstelik hiç önemsemediğimiz hatta düşman olarak gördüğümüz
yağ dokusu içindedir. Ben hastalarıma
öncelikle konservatif yöntemlerle yardım etmek isterim, ancak konservatif
terapinin fayda getirmeyeceği noktalarda ameliyat en önemli kozumdur. Her şeyin
başı önce sağlık sonra estetik diyerek başlarım işime.
Op. Dr. Evrim UÇKUNKAYA
Estetik, Plastik ve Rekonstüktrif Cerrahi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder